20 Eylül 2010 Pazartesi

Safranbolu'da Zaman

Kıranköy’den Eski Çarşı’ya inen yoldan ilerledikçe, tüm hengamesi, karmaşası ve tekdüzeliği ile çağımız gereklerinin insafsızca şekillendirdiği “yeni şehri”, dolayısıyla günümüzü arkanızda bırakırsınız. Karşınızda, tüm ahengi, tarihi, kültürel dokusu ve bu dokunun en önemli özelliği olan eşsiz evleriyle ve sokaklarıyla Safranbolu’nun gözde mekanına, Eski Çarşı’ya ulaşırsınız. Artık zamanda kaçınılmaz bir yolculuk başlamıştır sizin için.

Rahmetli Süha ARIN da bunları hissetmiş olmalı ki Safranbolu’yu ziyaret edişinde, o zamanlar neredeyse tüm Safranbolu gibi bakıma ihtiyacı olan saat kulesinin sesiyle irkilivermiştir. Zira bu manzarayı gören bir kişinin zamanda yolculuğa çıkmaması olanaksızdır.

Safranbolu’da Zaman, sıradan bir belgesel değildir. Yönetmen Süha ARIN, zamanla yitip giden değerlerimizi, kültürümüzü, “kişiliği” olan eski yerleşimlerimizi ve artık tekdüze yaşantılar sürmemizi konu almaktadır Safranbolu örneğinde. Karabük Demir ve Çelik Fabrikasının açılması, bunun yanında büyük şehirlere göç verilmesi ile boşalan ve bu nedenle “hasbelkader” korunmuş olan Bağlar ve Kıranköy Mahalleri ile Yörük Köyü ve özellikle Eski Çarşı, bu belgesel sonrasında, geleceği için olumlu bir gelişmeye sahne olacak, bilinçli bir korumayla günümüze kadar, turizmin de desteğiyle yaşayacaktır. Bu nedenle Safranbolu’da Zaman ve Süha ARIN, Safranbolu için bir dönüm noktasıdır.

Yörenin itici gücü olan turizmin gerekleri çerçevesinde değişikliklere uğramalar olsa da, Göynük, Mudurnu ve Beypazarı gibi benzer kentler arasında Safranbolu en iyi korunmuş ve yaşatılmakta olan kent özelliğiyle ne kadar övünse azdır, övünmek de hakkıdır.

Ömrünüzde en az bir kez buraları ziyaret edin. Olanağınız varsa, önce belgeseli seyredin, sonra kenti gezin. Burayı korumakla neleri geri kazandığımızı daha rahat kavrayacak ve Anadolulu olmanın hazzını yüreğinizde hissedeceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder