2 Eylül 2010 Perşembe

Milas'ta Tarihi Kaçak Kazı ve Atatürk Hakkında...

Olay olalı çok oldu ama ben ancak yazma olanağı buluyorum. Yazmadan da duramadım. Zira olay hem önemli, hem sevindirici, hem de vahim.

Adamlar azmediyorlar, bir yıl uğraşıyorlar, gizleniyorlar ve yüzyılın en önemli arkeolojik buluşlarından birisine imza atıyorlar. Elbette amaç başka, ama sonuç ortada. Gönül isterdi ki bu buluş devletimizin arkeologlarınca gerçekleştirilsin. Bakanlığın, üniversitelerin ve ilgili kurumların işbirliğiyle ülkemizin eşsiz tarihi zenginliğine katılsın. Böyle bir kaçakçılığa ve yağmaya konu olmasın. Ama olmadı. Burada birilerini suçlamak yerinde olmaz. Bakanlık da üniversitelerimizdeki hocalarımız da ilgili kurumlar da elinden geleni yapıyor kanımca.

Ama böyle zamanlarda aklıma Atatürk gelir. Memleket, yüzyıllar süren savaşlardan yeni kurtulmuş. Topu topu 12-13 milyon insan. Millet fakr-u zaruret içinde. Heryer yıkık. Elde avuçta birşey kalmamış. Ülkenin insan gücü savaşlarda telef olmuş. Çoğunluk kadınlar, çocuklar ve yaşlılar. Tarım yetersiz vs. vs. Varın siz düşünün gerisini. Ve bu durumda bir ülke küllerinden doğuyor. Ve belini yeni yeni doğrulttuğu birkaç senelik zaman dilimini takiben Atatürk Türk Tarih Kurumu'nu kuruyor. Prof. Afet İnan ve pekçok Türk genci yurtdışına arkeoloji ve tarih okumaya gönderiliyor. Memleketin pekçok yerinde arkeolojik kazılar yapılıyor. Osmanlı'nın "taş" diye altın karşılığında sattığı tarihimizi sahiplenmeye başlıyoruz.

Tüm bunların sırası mıydı peki? Düz mantıkla elbette "hayır". Ama uzun vadede "evet". Tam da sırasıydı. Nasıl ki bir bebeğin büyümesi için sadece ekmek su gerekmez, sevgi ve ruhsal beslenme de gerekirse, o yıllarda da tarih bilincimizin artık oturması gerekirdi.

İşte sevgili okuyucular. Önder olmak bu demek, millet olmak bu demek, bilinçlenmek bu demek. Şimdi buna daha çok ihtiyacımız var. Bu yazıya vesile olan olayların yaşanmaması için...

Hatırlatma: Aşağıdaki görüntüler Radikal Gazetesinden alınmıştır.


3 yorum:

  1. Lahdin içinde elindeki bir aletle işlem yapan arkeolog arkadaşım, kardeşim Halil Eskicidir...Kendisiile Foça kazılarında tanışmıştık:-)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel bir tesadüf Hocam. Sizin çevrenizin genişliğini de böylece birkez daha görmüş oluyoruz :)

    YanıtlaSil
  3. Değerli blog kullacısı sitenizi çok beğendik Ambulans olarak paylaşımlarınızı ve makalelerinizin devamını diler teşekkür ederiz...

    YanıtlaSil